İstanbul Finans Merkezi’nin açılış merasimi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın iştirakiyle yapıldı. Etraf, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ile Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan da bir konuşma gerçekleştirdi.
“BÖYLE BİR PALAVRA GÖRMEDİM”
Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun “300 milyar dolar pak para getireceğim bu ülkeye. Pak para. O denli IMF git yalvar yakar değil. Onlar bize gelebilir miyiz diyecekler” vaadini gaye aldı. Salondaki finans kesiminin temsilcilerine de seslenen Erdoğan, “300 milyar dolar, İngiltere’den getirecekmiş. Demek ki tefecilerle görüştü muhakkak kelamlar aldı. Artık burada finans bölümünün önde gelenleri var. Bu türlü bir şey mümkün mü? Bu türlü bir palavra, safsata dünyanın hiçbir başkanında görmedim. Lakin bu zavallı hayatında bir SSK var ki bunu da bu batırdı. Ülkeye geride milyarlarca dolar borç takarak nasıl ortadan kaybolduklarını bu millet unutmaz.” sözlerini kullandı.
Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları:
“Bugün sizlerle ülkemiz iktisadı ve finans dalımız açısından stratejik değerde bir açılış sebebiyle bir ortadayız. 6 Şubat sarsıntılarının gölgesinde idrak ettiğimiz Ramazan ayını her bakımdan dolu dolu değerlendirmenin çabası içerisindeyiz. Hem yaraları sarmanın hem de müjdeli haberler verme amacıyla hareket ediyoruz. Depremzede kardeşlerimize yardımları ihmal etmeden kalkınma yolundaki adımlarımızı da sürdürüyoruz.
“65 MİLYAR TL YATIRIM İLE DÜNYANIN EN İTİBARLI MERKEZİNİ HAYATA GEÇİRDİK”
New York, Londra üzere asırlık merkezlerin yanı sıra Dubai üzere sonradan dahil olan merkezler de bulunuyor. Besbelli biçimde batıdan doğuya yanlışsız kayan bir finans merkezi var. Bu da İstanbul’un önünde yeni fırsatlar açıyor. Amaçlarımızı bir adım daha üste taşıdık. Hem coğrafik hem de ticari köprü misyonu üstlenen İstanbul’un günümüz finans bölümünde de tıpkı yapıyı kurabileceğini hedefliyoruz. İstanbul’u dünyanın sayılı finans merkezlerinden bir tanesi haline getireceğiz demiştik ve getirdik. Türkiye’de finansın tarihinde neler olduğunu bunlar bilmiyor. Tarihte İstanbul bu ülkenin nasıl finans merkezi ise yeniden o denli olmaya hazır. 65 milyar TL yatırım ile ülkemizin ve dünyanın en itibarlı merkezini hayata geçirdik. 600 milyon TL bedelindeki fonu projemizdeki etraf dostu yeşil binalar ile kullanıyoruz.
“YATIRIM ÇEKME POTANSİYELİMİZİ DE ARTIRACAK”
21 ofis binasıyla, 100 bin m2’lik alışveriş merkeziyle, 26 bin 500 araç kapasitesiyle, oteliyle, akıllı kent konseptiyle iş dünyasının tüm gereksinimlerine yanıt verecektir. Ülkemiz iktisadına önemli katkılar sağlayacaktır. Bu merkez, 3 kıtanın buluşma noktası olan İstanbul’da yeni bir finansal ekosistem oluşturacaktır. Tüm bunların yanı sıra yatırım çekme potansiyelimizi de artıracaktır.
“SANDIĞIN RENGİNDEN EN UFAK KUŞKUM YOK”
Finansal istikrarın devamını sağlayacaktır. İktisatta öngörülebilirliğin ve istihdamın yükselmesine de katkı sağlayacaktır. Fintek ve iştirak finans konusunda kıymetli bir merkez haline geleceğini öngörüyoruz. Yakında ulusal Fintek stratejik evrakımızı de kamuoyumuz ile paylaşacağız. Genç girişimcileri de destekleyeceğiz ve onları yalnız bırakmayacağız. 10 yıllık çetin gayretin her bir kademesi zorlukla dolu ve emek dolu bir projedir. İFM ile Türkiye, yıllardır dışlandığı bir alanda ‘artık ben de varım’ diyebilme yüreğini göstermiştir. Sandığın renginden en ufak bir kuşku duymuyorum. Seçimler, siyasi partilerin ve ittifakların kantara çıktığı günlerdir.
“BU MİLLET IMF’DEN ALINAN BORÇLARLA MEMUR MAAŞLARININ ÖDENDİĞİNİ UNUTMAZ”
Millet bu periyotta vaatleri ölçüp tartar, herkesin çapı ve kapasitesi hakkında görüş sahibi olur ve gelecek 5 sene kimin zihniyeti ile yönetilmek istediğini seçer. Muhalefetin Türkiye’yi yönetebilecek, ülkemizi hayallerine ulaştırabilecek hiçbir vizyona sahip olmadığını ortaya koymuştur. Bu zihniyet 2001 öncesinde de neden Türkiye’nin geri kaldığını ortaya koymuştur. 2013’e kadar biz ödemelerimizi yaptık. 2013’ten sonra bizim IMF ile bağımız kalmadı. Bize tavsiyede bulundular IMF’den dayanak almadan bu işi kurtaramayacaksınız diye. Neden? Ekonomi berbatmış, biz pek güzel yürüttük. Merkez Bankası’nın döviz rezervi devamlı artış gösterdi. Şu anda da gereksinimimiz yok. Bu millet IMF’den alınan borçlarla memur ve emekli maaşlarının ödendiğini unutmaz.
Bu millet 1990’lardaki popülist aksiyonların nasıl Türkiye’yi ekonomik bir çöküşe sürüklediğini unutmaz. İktisat cahili, eser ve hizmet düşmanı olmuştur bunlar. Üniversitesi olmayan ilimiz kalmasın istedik ve bunu başardık. Iğdır’daki, Ağrı’daki, Hakkari’deki, Muş’taki gençlerim kendi vilayetindeki üniversitesine gidebiliyor.”